Ey Yar…! Sevgiliye Mektup
Ey Yar…! Sevgiliye Mektup
SEVGİLİYE AÇIK MEKTUP
Ey Yar!
Hangi özlem yarası, içimdeki sensizlik kadar büyüktür? Hangi hicran türküsü, bu destanın öyküsünü haykırabilir? Hangi dünya böylesi bir hayalin kurgusunu sağlayabilir? Sana akan ve senleşen benliğimin hangi çırpınışı ruhumun meftunluğunu anlatabilir?
Ey Yar!
Gönlüm gönlüne, ruhum ruhuna, benliğim benliğine meftun. Aklım avare; inliyorum sen diye. Bir hicran çölünün ortasında kurumuşum. Bir hasret yangınında ben, her gece kül olmuşum. Yok bu dertten kurtuluşum. Pelerinler altında zapt edilen köle miyim, olmayacak mı benim özgürlük muştum? Doruklarda kovulan garip ben miyim? Kaderin şaşkın bekçisi, yazgısının hırçın isyankarı, varoluşunu yokluğa bağlayan meczup muyum?
Ey Yar!
Dağları delmiş birisi, ne gam! İçimde sensizlikten oluşan Kaf Dağı’nı un ufak eylemişim. Ben bu dünyaya seninle gelmişim, seninle gideceğim. Seni bulana dek sensiz yaşamışım da anlamışım; aslında ben hiç yaşamamışım. Varlığın dağılan bütünlüğü olmuşum da; senden sonra bir daha hiç birleşememişim. Her zerrem sana ait, her aidiyetim seninle anlamlı kılınmış. Varlık dünyamın, dünya gözü ile görülemeyen tamamlayıcısı olmuşsun. Tanımlanamayan… Tanıma ihtiyaç duymayan… Yıllarca aradığım kayıp parçamı bulmuşum.
Ey Yar!
Hicranın ateşi ile içimdeki çöllerdeyim. Ben şu kainatta bir pul kadar değerdeyim. Ama yine de bu aşk ile kainata meydan okuyan avareyim. Öyle ki; ben sendeyim. İşte bu yüzden her yerdeyim. Öyle ki; ben sendeyim. Ve tam da bu yüzden aslında hiçbir yerdeyim. Yoo! Ben, ben değilim; ben senim!
Ey Yar!
Kulaklarıma fısıldayan rüzgar sen misin? Her gece rüyalarımda ruhumdan öpen peri misin? Ben bu aşkın uslanmaz esiriyim. Şu cehennem çukurundan çekip alır mı beni sesin? Vurulmuşum bahtıma hemhal olan bakışına. Şaşırmışım su olmayıp su gibi kokuşuna. İtirazsız kapılmışım beni aşkınla boğuşuna.
Ey Yar!
Kelimeler kamçı olmuş beynimde. Zerren, zerreme dönüşmüş tenimde. Ben ilk kez vurulduğumda saçının bir tek telinde, kainat titremişti o an gözlerimde. Yokluktaki suskunluğun sırrıdır Aşk, sebebidir. Bir suskunluğumun her suskunluğa gark oluşusun sen. Bunca yük ile, bunca fırtına ile dudaklarımı nasıl açayım ben? Hicranın ateşini tarif edecek kelime yok ki konuşmaya kalkayım. Ben bu sevda ile önce yok olup sonra yeniden var olayım.
Ey Yar!
Sonu ile başlangıcı arasında fark olmayanım ben. Rüyadan rüyaya seninle pervaz edenim ben. Duaların orta yerine dikilen ruhun aşk oluşuyla yanmışım ben. Teninde yangınları kavuran yangınım ben. Senim ben. Hiçbir kelimeye aman vermeyecek kadar suskun olan, hiçbir suskunluğa seni kurban etmeyecek kadar gözü karayım ben.
Ey Yar! El-aman, el-aman! İçimde dönüyor devran…
10.096 Okuma
ARKADAŞIM12 Ekim 2012 Cuma….Bu tarih arkadaşımı benden aldı”Şikayetim var!!Götürdü cennet bahçesine saldıO gittiğinden beri benim dünyam karardıDert ortağımdı o benim şiirdaşımdı o benim..Gidişinle sadece ben değildim yalnız kalan O güzelim sayfası şimdi olmuş sanki talanYalnız kalmış güzelim şiirleri Gelip gider o sayfaya her gece birileri..12 Ekimden beri bir tek gelmeyenYine sen yine sen yine sen Siyahın gecesisin senGel artık Arkadaşım, çık’ta gel neredeysenCennetin senin olsun sevgiler seni bulsun..Çıkta gel bu hasretlik son bulsunSeni seven hep özleyen arkadaşım can dost diyenArada bir uğrasan güzel şiirler okusanBizleri mutlu kılsan…12.ekim 2012 Ayrılıpta gidişinÖzlemler son noktada dön artık sayfalara..Makedonyalı Şair..23 Kasım 2012 Cuma 03:37:31..