Yüreğimin Sesi
Yüreğimin Sesi
giderken seni lodoslara teslim edeyim
parçalı bulutlu günbatımlarına emanet ol
ki saçların elinden tutsun rüzgarların
uzaklardan onlara uzanayım
gözlerim kısık, ufukta gamlı batan yabancı bir güneşte
küçük bir gülümsemenin gölgesi gizli ise
başımı öne eğip kendimce
seni hatırlatacak bir şarkıya sığınacağım
giderken seni en sevdiğim deniz kokuları ile sarmalıyorum
yağmur yağmasın, uçuşan saçların hiç ıslanmasın
gülümsemen sen de kalsın,
nasıl olsa gizli gamzen yanımda
cüzdanımın karanlık bir köşesine kaldırdım.
sen bilmiyorsun , o gün o odadan giderken gizlice çaldım
camı kırınız sinyallerinde bir öpücük kondurmak için
en umutsuz anımda sarılmak için
senden gizli seni unutmamak için
Sen yokken
ben senin bu şehrin bildik cafelerinde olduğunu bilmeliyim
kırmızı şarapları iki kadehde içmelisin
unutmak uzaktakine günahsa
kendini ben yokken yalnız sanmak da
yanmayan yeşil ışıkları olmalı
henüz başlamakta olan bir yarışın
inmek üzere olan bir işaret bayrağının
seni
mahmutpaşa yokuşunun adsız hamallarına
bayrampaşanın kader kurbanlarına
sütlücede bir fabrikanın mavi tulumlu işçilerine
zamana inat aldırmadan akıp giden boğazda
bir balıkçı motorunun baş aşçısına
ve bildik tüm emanet isimlere teslim edip gidiyorum
Pazar günleri nişantaşının sessiz kaldırımlarında
ortaköyün cumartesi gecesi trafiğinde,
kanlıcanın kalabalık aile çay bahçesinde
kandillinin elma sulu gizli balıkçısında
sultanahmetin sahte köftecisinde
ve daha adını saymaya üşendiğim
bu şehrin pek çok sevdiğim köşesinde
henüz yaşanacak çok şeyin rezervasyonu cebimde
gidiyorum
şimdi,
bu şehir sana, sen bu şehre emanet
yalnızlık nöbetini biraz da sen tut ,
seni birazda sana emanet ediyorum
derken içimde ürkek bir temenni gizli
keşke sen de gelsen!
bir dahakine belki
Bu şehri birazdan arkamda bırakırken
aklımda hala serseri gülüşün var
ağlarken bana şaşkın bakışın
konuşamadan beni uzak diyarlarda anlayışın
kızgınken elinde olmadan sol kaşını kaldırışın
gidiyorum,
hiç ummadık bir sonbahar yaprağı
gülhane parkından kopup
dolmabahçede yere değmeden.
sonbahar bitmeden
…sen gitmeden
döneceğim…
CÜNEYT ÖZDEMİR
261.126 Okuma
Ölüm kadar soğuktur ayrılıklar.
Adamın üstüne lapa lapa yağar.
Ve sevenler her mevsim kar ağlar.
Üşütmüyor beni dışımdaki kar,
içimdeki yokluğun kadar…
Yarım kalan masalımızın “bir yokmuş”u olma.
Sonlar bende bu kadar aşikârken, beni sebeplerle yorma….
Adam: Aşkın çaresi yoktur derler; Kim çare arıyor ki zaten?
Kadın: Çaresiz aşk yoktur; Çareleri reddeden âşıklar vardır.
Kahraman Tazeoğlu ” Kıyısızlar ”
ölüm ölüm dediğin nedirki gülüm ben senin yaşamayı göze aldım
hayat zor aşk zor sevmekzor sevilmek dahada zor gülüm
ÖzLemek Acı Çekmekse, O Acıyı Severek Çekiyorum..!! Seni Sevmek Günahsa Hiç Çekinmeden Günaha Giriyorum..!! Sana tutkun OLmak ÖLmekse.. AL Sana Canımı Veriyorum…!!! Hasretim SeneLere Dönse De, Ne Aşkına Bedduam Var…Ne De Sana Kinim var… Binbir Dert Çektirsen De, Seni Mahşere Kadar… Sevmeye ..Yeminim ……..Var.
bende sırılsıklam aşığım ama o beni sevmiyor