Aşkım Benim Herşeyim. Peki Aşk Sizin Neyiniz…?
Aşkım Benim Herşeyim. Peki Aşk Sizin Neyiniz…?
Aşk… Bizim kaderimiz…
Kaçmayı denediğimiz ama beceremediğimiz…
Uzak durmaya çalıştıkça fark etmeden içine düştüğümüz.
Hep “Hiç sırası değil” dediğimiz ama içten içe “Nerede kaldı?” diye beklediğimiz…
Yokluğunda “Gelsin” diye dua ettiğimiz, varlığında acı çektiğimiz.
Bir kez tattıktan sonra hayat boyu özlediğimiz.
***
“Hayatın anlamı ne?” diye sorduklarında hiç düşünmeden adını verdiğimiz.
Kırılgan olduğunu bile bile kırmaktan hiç çekinmediğimiz.
Kıymetini bilmediğimiz, saçma sapan şeylere kurban ettiğimiz…
Anlamak için uğraştığımız ama asla anlayamadığımız.
“Bir daha asla” dediğimiz halde hep yeniden yakalandığımız…
En büyük sevinçleri birlikte yaşadığımız, mutluluk kaynağımız.
***
Zaman zaman küstüğümüz ama barışmadan duramadığımız…
Aklımız, vicdanımız, insafımız…
Her yolculuktaki menzilimiz, kavuşmayı bekleyen sevgilimiz.
Andığımızda yüzümüzde gülücükler oluşturan, eh bazen de gözyaşlarına sebep olan geçmişimiz…
“Tanrıya şükür yaşıyorum” dedirten şimdimiz…
Olmayacak hayalleri kurduran ve başkalarının bize deli gözüyle bakmasına neden olan geleceğimiz…
‘Ezel’imiz, ‘ebed’imiz… ‘Uğruna ölümlere gidip
geldiğim’iz…
Her mevsim güneşimiz, hayat veren nefesimiz…
Sahip olduğumuz en büyük değerimiz.
***
Arayıp da bulamadığımız, kimselere soramadığımız.
Gittiğinde arkasından binlerce kez lanet ettiğimiz ama sonra yokluğuna dayanamadığımız.
Bizimleyken dünyayı unuttuğumuz, olmadığında yaşamaktan soğuduğumuz…
Canımızı yakacağını bile bile peşinden gittiğimiz, gitmediğimizde de deli gibi pişman olduğumuz.
İçimizde biriktirdiğimiz çığlığımız, ayırmaya kalkanlara karşı en büyük başkaldırışımız.
Korkumuz, korkusuzluğumuz ve hiçbir zaman büyümeyen çocukluğumuz.
Umudumuz, umutsuzluğumuz ve hiçbir zaman dinmeyecek olan susuzluğumuz.
***
Kötülüğümüz, iyiliğimiz, en büyük gerçeğimiz.
Güzelliğimiz, çirkinliğimiz, sonsuz belirsizliğimiz.
Her alışkanlığımızı terk ettiğimiz halde, bir türlü vazgeçemediğimiz…
Gözümüzü budaktan sakınmadığımız, bazen köşe buçak saklandığımız.
Huzurumuz, huzursuzluğumuz, alınganlığımız, kırılganlığımız.
Hiç kimseye söylemediğimiz sırrımız.
Yüreğimizdeyse her şeyimiz, değilse hiçbir şeyimiz…
Yürek öyle ya, ta kendisi… Yüreğimiz…
Aşk… Bizim kaderimiz…
Mehmet Coşkundeniz
7.817 Okuma
Hep ağlamak mıdır aşk? Geceleri uykundan sıçrayarak uyanıp saatlerce
hıçkıra hıçkıra gözyaşı dökmek midir? Ağlarken bir yandan da “Beni bu
hale düşürdüğün için lanet olsun sana!!!” diye haykırmak mıdır? Aşk her
gece o yatağa sensiz girip, huzursuz uykuların, paramparça düşlerin,
dehşet dolu kabusların sahibi olmak mıdır?
***
Tanrının bile seni unuttuğunu düşünmek midir aşk? Dünyanın en yalnız
insanı olduğunu sanmak mıdır? Dinleyip en hüzünlü şarkıları, içki
kadehlerinde boğulmak mıdır? Üst baş perişan, rezilce dolaşmak mıdır
aşk? Sadece geçmişi yaşamak mıdır? Geleceğe dair hiç umudun olmadan,
birbirinin aynı renksiz ve tatsız günleri saymak mıdır?
***
Aşk ölmeyi bu kadar çok istemek midir? “Ölsem de kurtulsam bu acıdan”
demek midir? Her şeye karşı tahammülsüz, herkese karşı hoşgörüsüz olmak
mıdır aşk? Seni hatırlatan ne varsa hepsinden kaçmak mıdır? Sana dair
fotoğrafları, yazıları yakmak isteyip de bunu bile yapamamak mıdır aşk?
Binlerce cevapsız sorunun arasında aklını oynatmak mıdır? Kendi hayatını
bir hapishaneye çevirip, müebbet acıya hüküm giymek midir aşk?
***
Aldatılmışken, terk edilmişken, gelmeyeceğini bu kadar açık bir şekilde
bilirken yine de özlemek midir aşk? İnsanın kendisine bu kadar ağır
işkence yapması mıdır yoksa? Ağustos’ta tir tir titremek, Aralık’ta
buram buram terlemek midir? Tüm mevsimleri silip, ömrü bitmeyen kışa
çevirmek midir? Hayal mi görmektir sürekli? Gerçekleşmeyecek hayallere
kapılıp kendini kandırmak mıdır?
***
Aşk, evdeyken duvarların üzerine üzerine gelmesi, dışarıdayken
kalabalığın içinde başının dönmesi, yerin ve zamanın birbirine karışması
mıdır? Boğazından bir lokma bile geçmediği için düşüp düşüp bayılmak
mıdır açlıktan? “Sen aptal mısın? O seni sevmiyor işte, bunu görmüyor
musun?” diyen sözde dostlarla uğraşmak mıdır? El ele yürüyen çiftlere,
birbirine sarılan çiftlere bakıp bakıp burnunun direğinin sızlaması
mıdır? “Bari sokakta ağlamayayım“ deyip boğazın ağrıyıncaya kadar
yutkunmak mıdır?
***
Sen işte bu haldeyken sevgilinin vurdumduymazlığı mıdır, seni hiç
umursamaması mıdır aşk? “Evet, işte böyle bir şeydir aşk” diyorsan eğer,
sonu mutlu biten tüm aşk öyküleri yalan mıdır? Söylemeye dilim varmıyor
ama, yoksa aşk sadece bir masal mıdır?
Mehmet Coşkundeniz