Tarihten bir sayfa yaprak onca gözyaşı bıraktın..
Tarihten bir sayfa yaprak onca gözyaşı bıraktın.. Kendimi sende bulan bir aşık bıraktın.. Hayallerimi mahfettin yıktın kahretsin bu aşıklar.. Dermanım olamadın gözlerimde artık ızdıraplar…!!
11.825 Okuma
Tenim de sana yangın, canım da…
hoşçakal” deyip, çıkayım hayatından diyorum, yapamıyorum…
tenim de seni özlüyor, canım da…
seni çok seviyorum…
biliyorum, neler olduğunu…
daha neler olabileceğini de…
ve hatta neler olamayacağını da…
ama aşığım sana…
kimseler incinmesin, kimseler üzülmesin istiyorum…
sen üzülme…
ben üzülmeyeyim…
üzülmesinler işte…
akmayın” diyorum gözyaşlarıma…
giderim ben…”
gideceğim, akmayın boşu boşuna”…
olmuyor…
yok yok beceremiyorum…
tenim de ağlıyor yokluğunda, canım da..!!!
Gitmeliyim artık, üzgünüm…
Sen de üzülme ne olur, kıyamam ki yüzünün sahiline hüzün vurmasına.
Gözyaşların dalgalanıp bir kere bile değse kirpiklerine, boğulurum…
Üzgünüm… Kızma sakın kaçar gibi birkaç satırın ardına sığınışıma,
ve ne olur sitem ediyorum da sanma. Kırılma bana.
Küçücük omuzlarıma birkaç beden ağır geldi; küçük kaldı yüreğim, sığdıramadım yokluğunu.
Yoruldum yalnızca Ayrılıkla savaşmadığımı düşünme ne olur!
Direndim. Karşı koydum ayak bileklerime dolanan gitmelere.
Her gece göğsüme çöken tavana inat nefes alıp verdim sana.
Şizofreni bir sevdaydı zaten seni uzun uzak sevişim,
Duvarlardaki hayalinle sevişmem,
Ve karanlık odada saat tik takını senin ayak sesin zannedip sevinişim.. Uyanışlarım, Ve kırılan hayallerim…
Sensizliğin eksilttiği sen dahil ne varsa işte benden giden.
Her birine gücümün yettiğince direndim. Çok sevdim seni, affet!
Olmayışından çok aklıma yenildim…
Ben gittiğim yerde de en çok seni biriktirip, Yine seni seveceğim.
Üzülme… Kim bilir yine bahar gelir topraklarımıza,
yapraklarımız rüzgarla sevişirken yeşeririz belki yeniden. Kim bilir…
Belki de geç kalınmış bir vedadır bizimki.
Her konuşmaya üzülerek başlamamız bundan değil midir sevgili?
Cümlelerimizin yüklemsiz kalması çaresizliğimizden değil mi?
Gözlerimiz sözlerimizden çok susuyor artık.
Uyanırken hangi uykuda unuttuk biriktirdiğimiz düşleri.
Aşka susarken ayrılığa teslim olduk! Sustuk, sustuk, sustuk…
Biz en çok susmaktan yorulduk…
Ölüm, vedalaşmaya fırsat bırakmadığı için bir ayrılık olmazdı asla.
Bu yüzden can çekişirken vedalaşıyorum seninle,
Beyin ölümü çoktan gerçekleşmiş bitkisel hayatta bir aşktan nefes alıyoruz Anlasana…!
*Umudunu yitirme dönecek dediler dönmedi.
Ümit et bekle gelir dediler gelmedi.
Ya şimdi napıyor dediler.
Bende kurduğu hayalleri bir başkasında kuruyor dedim…
*”Gece oldu mu şeytan, durmadan meze tabakları yolluyor yan masadan!
meze tabağında zehir zıkkım bir umut: “o geri dönecek!”
*“En çaresiz hastalığımsın ‘sen’ benim
Günden gün’e öldürmeyen ama bir o kadar da yaşatmayan…”
*Yaşamı gitmek olarak algılıyorum.
Sürekli gitmek istemek de, bir yerde, hiçbir yerde olmak istemek değil mi?
Olabileceğim bir yer kaldı mı?
Hiçbir yerdeyim.
*O’nun susuşunda unutmak vardı…Benim sükûtumda sabır…
*”Seni ruhuma cemre diye damlatmadıktan sonra
ben bu bedende neyleyeyim?
Aşk da Sen, hasret de Sen, Ben de Sen…”
Hz. Mevlâna
*“Gel; beraber alalım nefesimizi sevdiğim,
Sensiz boğazımdan geçmiyor!”
*“Sen’ varken ona mı yalvaracağım !
O da beni sevsin Rabbim, bunu ancak sen yaparsın !
Amin…”
Canımı acıtan bir adam var benim ,
Gözlerine bakmaya kıyamadığım ,
İçimi yakan .
Kalbimin en derinlerinde dolaşan ,
Beni aşkıyla zorlayan .
Gülüşüyle dünyamı birbirine katan ,
Ellerimde ellerinin izleri olan .
Çok sevdiğim bir adam var ,
Bir türlü vazgeçemediğim ,
Dik başlı , Kimseye minneti olmayan ,
Beni hiç takmayan ,
Haykırışlarımı , Ağlayışlarımı duymayan .
Bir adam var , Gözlerine son kez baktım ,
Ben aşkı onda yaşadım , Onda bıraktım..